Mersin'in yeni transferi Yattara ayağının tozuyla gazetelere ropörtaj vermiş ve Trabzonlulara iyi sallamış."Maalesef Trabzonspor kötü yönetiliyor. Trabzon'da iş bilmez çok kötü yöneticiler var. Sadri Şener olsun, Nevzat Şakar olsun, futbolu bilmiyorlar. Futbolu inşaat sektörü gibi zannettiler. Ama futbol apayrı bir şey. Bu anlamda üzülüyorum tabii" demiş.Bence doğru söylemiş sadece Sadri Şener için değil Trabzon'un evvelden beridir kötü yönetildiğini düşünürüm.En basitinden hiçbir Trabzonlu başkan, taraftar potansiyelini ligde başarıya çevirmeyi becerebilmiş değildir.
Trabzon'a atıyoruzda bizde durum çok mu farklı?İlk önce hatırlatalım Kayserispor'da diğerleri gibi bir Anadolu kulübüdür.Yani Önceden beridir (son birkaç seneyi ayrı tutuyorum) bu takımların adam gibi bir geliri yoktu.İstanbulluların en ucuz bileti 30 40 lirayken ve bu stadlar hiç boşa maç oynamıyorken Anadolu'da bilet 5 10 lira çok, stadlar şehre her daim uzak oldu yani tribünler boştu.İstanbullular sattığı formalardan açtığı storelardan milyonları bir gecede kaldırırken Anadolu'da formalar stad önünde çocuklara promasyon niyetine dağıtılıyordu.Yayın gelirlerinin çok büyük bir kısmına el koyan İstanbullular karşında maçları canlı bile yayınlamayan Anadolu kulüpleri vardı.Biz maç heyecanını hep Trt Radyo 1'den dönüşümlü olarak yaşardık.Hatta kazara sizin maç saatiniz bir İstanbulluyla çakışıyorsa o dönüşüm dönene kadar adamı verem ederdi
Neyse efendim konumuza geri dönelim.Bu ahval ve şerait içinde Anadulu'nun yegane gelir kaynağı İstanbullu'lara olabildiğince kazık fiyattan futbolcu satmaktı.Kırk yılda bir düşen Yerlisi yabancısı itina ile parlatılıp gönderilir İstanbu'la; eğer gitttiği yerde verim alınamazsa arkasından pis pis gülünür (şahsen ben İstanbullu'lara hep keriz gözüyle bakarım).Efendim ben ne yapayım, Hurma kadar profesyonel değilimki gidenin ardından " Umarım başarılı olur" diyeyim.Ben kerize hakkını veririm .Çok şükür gönderdiğimiz hiç bir futbolcuda gün yüzü görmedi İstanbul'da.Şimdi bize gelelim ;bu kurtlar sofrasına " Üstün Kayserili Zekası" pek bir başarıyla adapte olmuştu.Toplam maliyeti 300 bin 500 bini geçmeyen adamlar 2 sene sonra 4-5 milyon ediyorken bunda Kayserili Zekası'nın payı inkar edilemez.Ama bunlar yaşanırken bir avuç gerçek delikanlı taraftarımız bu işten fazlasıyla rahatsızdır.Her gidenin geldiği kapıyı unutmasına tahammül edemiyoruz, iğreniyoruz.Takımda her gidenin yerinin doldurulamayışı sürekli para kazanmak adına genç tecrübesiz isimlerle takımın tehlikeye atılması bizi çok rahatsız ediyordu.Yani iş resmen ticarete dönmü
ştü.Bizim efsane olabilir diye hayalini kurduğumuz adamlar birilerinin iştahını fazlasıyla kabartıyordu.Ama son birkaç yıla kadar durum yine aynı gibi görünsede artık yayın gelirlerinin artmasıyla olay yavaş yavaş değişiyor Artık Anadolu kulüpleri bir futbolcuya bonservis ödeyip alabiliyor, daha profesyonel planlama yapabiliyor, önüne gelen 7 milyonluk teklifi geri çevirebiliyor(sadece 5 sene önce milletin bu paraya dibi düşerdi),İstanbulluların geçmiş şampiyonluklarndan aldığı primleri tartışmaya cesaret edebiliyor.Yani anlayacağınız şudurki temeller sarsılıyor Birde anadolu birlik olabilse siz o zaman görün gösterimdeki filmi.Anadolu ihtilali yavaş yavaş başlıyor.
Duruma birde bizim sadece açımızdan bakalım.Hurma artık sadece beleş veya gurbetçi peşinden koşmuyor.Çok maliyetli topçuların transfer edilmeye başlanması bunun bir kanıtı.Gelirlerimiz arttığı müddeteçe kalitemizde artacaktır ve başarı asla tesadüf olmayacaktır artık.