15 Temmuz 2012 Pazar

KESER DÖNER SAP DÖNER.....


               6-7 aydır başımızın belası olan Amrabat sonunda cennetiyle cem oldu.Sanırım GS'li  taraftarlar budumdan oldukça memnun.Bizim kanatta ise durum biraz karışık.Neden mi?Amrabat'ın takımdan ayrılması ile büyük güç kaybımız olduğunu ve hali hazırdaki transferlerden ise böyle bir performans beklemek hayalcik olduğunu  büyük ihtimal önümüzdeki senenin geçtiğimiz sezondan bir farkı olmayayacağını düşünenler  var.Doğru fakat eksiktir bu düşünce.Çünkü Amrabat'ı  bence Şota bile teskin edemeyecekti ki haylaz çocuk olup istediğini alana kadar takıma zarar verecekti.Öngördüğüm  durum  budur çünkü bende bu kadar muhabbetten sonra Amrabat'ın bizim kutsal formamızı taşımasından (ne kadar iyi olursa olsun) aşırı derecede tiksinti duyacaktım.Peki bu iş  burada böylece bitecek mi? Daha öncekilerde nasıl bitmiş bakalım görelim:
  
Ali Turan:Canımız, ciğerimiz,  kendi kanımızdan canımızdan kardeşimiz, kaptanımızDI. Taki Amrabat'ın yaptığını  yapana kadar.Kendi takımı liderken Galatasaray'la illegal yollardan görüşen bu şahıs gerekirse 6 ay futbol oynamam ama yinede Galtasaray'a giderim dedi.Dediği gibide  oldu bizimle sözleşmesi biter bitmez gitti ve  o çok sevdiği Galatasaray'ın (pardon paraların) koynuna girdi.Girdi ve  kendi adını Galatasaray'ın tarihine altın harflerle yazdırdı mı peki .Elbette Hayır.Bu noktada  İlahi Adalet denilen mekanizma devreye giriyor ve sırf yaptığı birkaç hata yüzünden  o Çok hayran  olduğu Galatasaray'ından  feci bir şekilde gönderiliyor.Eee efendim bir köpek kendi kabına pislerse ona o kapta yemek vermeye devam ederler.En son Antalya'dan bile kovulduğunda kafasını taşlara vuruyordur.

İlhan Parlak:2007'de Fenerbahçe tarafından  "çalınarak" transfer edilen İlhan'ın da yıldızı bizde parlamıştı.Muhtemelen o da kendisinin "bir üst seviyeye  geçmesi gerektiğini" düşünerek kaçak bir şekilde Fener'e imzayı basmıştır.Fenerde pek rağbet görmeyen İlhan'ın çok geçmeden kıçına tekme vurulmuştur.Doğduğu şehrin özel bir oyuncusu olmaktansa takım takım dolaşan işeyaramaz yerli futbolcular kervanına katılmıştır. 
   Bir futbolcunun  " Erciyes'in eteğindeki güzel günleri" araması için illa bu şehirden kötü ayrılmış olması gerekmez.

 Gökhan Ünal : Nam-ı diğer "Gıral"ımız.Defalarca sat-mı-yo-ruz denilmesine rağmen "ben oynamıyom ya "  çinganlığını yapınca el mahkumiyeti Trabzon'a satılan Gökhan'a ne Karadeniz havası ne de Boğazın serin suları Erciyes kadar yaradı.En son bizimde kapımızı aşındıran Gıral  kendisinin daha önce bize yaptığı gibi  başımızdan def edildi.

   Mehmet Topuz:Rekor maliyetle Fener'i kazıkladığımız futbolcumuz.Topuz zaman zaman iyi oynamasına rağmen hiçbir zaman 11 milyonluk topçu olamadı.Halbuki çok çok özel bir futbolcu olabilirdi halaoğlumuz. Fakat o basit bir topçu olmayı seçti sadece para için.Ama istese  Alex 'in Fener'den gördüğü muamaelenin aynısını bizden görebilirdi.
      Gelelim biz esas konumuza:Amrabat 24 üne kadar PSV'de doğru dürüst forma şansı bulamadı.Çünkü  sivri dili yüzünden  hocasıyla başı hep belada oldu.Yani anlayacağınız herif  gol atan asist yapan problem.Amrabat devre arası olan onca olaydan sonra eğer gelip özür dileyip  adam gibi oynadıysa  bunda Şota'nın hakkı asla yenemez (zaten adam çocuklarımdan çok Amrabat'ı gördüm diyor).Oyuncusuyla sürekli iletişim kuran , konuşan anlaşan mülayim bir profesyoneldir Şota. Fatih Terim ise (adanalı olması hasebiyle) huysuz, aksi,kibirli bir adamdır ki  çok zaman topçularını konuşacak kadar bile adam yerine koymaz.Amrabat'ın bu performansı göstermesindeki temel etmen Şotanın tatlı dilidir.Olası bir sürtüşmede Gatasaray camiası elbette Fatih Terim, 10.5 milyon ikileminde Fatih Terim'in saflarında olacaktır.Yani anlamanız gereken şudur ki Fatih Terim ateşinin ortasında 10.5 milyonluk bir barut fıçısı duruyor.KESER DÖNER SAP DÖNER GÜN GELİR HESAP DÖNER.Ben hasabın döneceği o günü iple çekiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder