17 Ekim 2012 Çarşamba
Gelecek değil Umut Vadediyor!
Robert Prosinecki.Bu ismi duyduğumda çok sevindim.Neden?
Çünkü ortada dolaşan isimler yeterince midemi bulandırmaya yetiyorda artıyordu bile.En basitinden herkes tarafından gelmesine düşük ihtimal verilen Eric Gerets'i düşünelim.Amrabat olayının mimarını buraya getirselerdi Türk futbol tarihinin en iğrenç işine imza atmış olurdu.
Hala Galatasaraylı bazı yöneticilerle bağlantıları olduğu düşünülen Gerets'i bu takımın başına getirmek (hele hele 17 futbolcusu 24 yaşın altında olan bir takım için) tavuk kümesine tilki kilitlemek gibi bir şey.Çok şükür ki bu ihtiyar tilki ile anlaşılmadı.
Öteki geçen isim (ki bir ara ben de gelebileceğini düşünmeye başladım).Abdullah Ercan'dı.Öncelikle şunu söyleyeyim Allah hiç bir taraftarımıza bu takımın başında yerli teknik direktör göstermesin.Neden? Çünkü neredeyse hepsinin içinde bir İstanbullu sevgisi var.hele hele Tolunay'dan sonra yerlilerden iyice tiksindim. Fener maçlarında kaplan kesilen herif galatasaray maçlarında kediye dönerdi.Neredeyse kazara attığımız goller için özür dileyecekti.Ne Abdullah Ercan ne de başka bir yerli hiç birinin diğerinden farkı yok.Tolunay'dan sonra zaten büsbütün yerli futbol adamlarından iğrendim ve iğrenmeye devam edeceğim. Şota'ya duyduğumuz sempatinin bir sebebide içinde böyle bir heves taşımadığından emin olmamızdı.
Metin Diyadin'den bahsetmek bile istemiyorum,böyle bir ihtimali düşünmek bile istemiyorum.Çünkü zamanında Kayserispor kaptanıyken formamızı yere atarak en büyük adiliği yapmıştır.Bu adamın her yerde her zaman karşısındayız.
Ötekiler düşük ihtimalli söylentiler.
Şimdi gel gelelim esas adama.Robert Prosinecki.Futbolculuk kariyeri çok parlak.Almanya doğumlı Hırvat.
Peki neden önceki üç teknik direktörümüz gibi sadece gelecek vadetmiyorda bize umut aşılıyor.
Öncekilere bir bakalım:
Ertuğrul sağlam 2 sene Samsunspor'un antrenörlüğünü yaptıktan sonra bize teknik direktör olarak işe başlamışdı.Aynı şekilde tolunay kafkasında 2 yıllık bir antrenörlük geçmişi vardı. Şota'da da bu sayı 2 sene yardımcı anrenörlükdü.Yani alışmıştık 2 senelik stajyer hocalara.
Prosinecki de durum farklı 4 sene hırvatistan milli takımında Slaven Bilic'in yardımcılığını yaptıktan sonra son iki yılda Kızılyıldız'da teknik direktörlük yapark göz kamaştırıcı işlere imza atmıştır.
Ayrıca karakter olarakta Şota'ya hiç benzemez, arıza herifin tekidir.Bu iş Şota zamanında yatmaya alışmış gençler için çok iyi oldu. Bakalım bu sefer antremanlardan sonra kaçabilecek mi hepsi.
Ayrıca yaşı henüz 43 ve başarıya aç.Kendini ispatlayacağı harika bir takıma geldi.Bizde teknik adamın kredisi çok boldur ama umarım ihtiyacı olmaz.
İşte bu sebepleden ötürü Prosinecki ismi sadece gelecek değil aynı zamanda umutta vadediyor.
1 Ekim 2012 Pazartesi
Adamlık mı? Sadece biz öyle sanmışız!
Bu günden itibaren hiçbir şekilde skorun, oyunun, pozisyonların, kaçan gollerin, verilmeyen penaltıların hiç bir önemi yok.
Çünkü Kayserispor diye sahaya sürdüğümüz , kenarda oturttuğumuz veya altına koltuk verdiğimiz hiçkimse ama hiç kimse bulunduğu yeri haketmiyor.
Takım şimdiye kadar hiç olmadığı kadar rezil durumda ama hiç kimse çıkıpta "Bu boku ben yedim" deme cesaretini bile göstermiyor.
Hiç kimse böyle bir durumdan sorumluluk hissetmiyor.Basın sözcüsü desen her hafta kazanacağız masalları, genel menajer desen hep birilerine arkanızdayım demeler destek çıkmalar,teknik direktör desen her mağlubiyetin arkasından üzgünüz açıklaması........
Peki herkes sütten çıkmış akkaşıkta bu durumun sorumlusu kim.Bu kazmalara sorsak herhalde bizizdir sorumlu.Öyle ya her hafta ilk onbiri biz belirliyoruz ,bütün transferleri biz yapıyoruz, antremanları biz yaptırıyoruz hatta kulübü biz yönetiyoruz ve dolayısıyla suçlu taraftar olarak biziz.Burasıda sizin babanızın çiftliği.
Bir insanın beklentisi ümidi ne derece çok olursa olsun böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bu günden sonra hala görevine devam eden herkesin adamlığının ne derecede olduğunu anlamış bulunuyoruz.
30 Eylül 2012 Pazar
10 Eylül 2012 Pazartesi
Ya Devlet başa Ya kuzgun leşe
Furkan Özçal. Yaşı henüz 22. 4 yıldır futbolcumuzdu.Daha buraya geldiğinde 18'inde çocuktu.Hiçbir futbolcuyu sevmediğimiz bir çeşitte seviyorduk onu.Yani farklıydı bizim için.Daima kadromuzun bir köşesinde durur İstanbullu'larla oynadığımız maçlarda gol atardı.Severdik.Ne zaman kötü oynayan biri olsa direkt o gelirdi aklımıza "ya bu Furkan'ı niye oynatmıyorlar ya" deyip veryansın ederdik.Sonrada hıncımızdan başkandan girer sırayla menajere kadar sayardık.Yani bir nevi onu kendimizden sanmıştık.Sanmışız çok yanılmışız.
Furkan sözleşme UZATMA görüşmelerinde yaşanan bazı durumlardan ötürü sözleşmesi feshedilmiştir ve akbabalığıyla ünlü Galatasaray'a imzayı atmıştır.Şimdi gelelim sözleşmeyi feshedecek o malum "durumlara".
Öncelikle şunu idrak edebilmek lazım.Kayseri'de Hurma'yı en iyi tanıyan futbolculardan biride Furkan'dı.Yani herhangi bir olay karşısında nasıl bir tepki vereceğini çok çok iyi bilmektedir.Buna rağmen eğer birisi çıkıpta olmaz, olmayacak, olamayacak bir şey istiyorsa Hurma için bu sen benim sözleşmemi feshet demektir.
Furkan görüşmeler esnasında 34 maçta oynama garantisi istemiş.Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir.Akıl sağlığı yerinde olan bir insan nasıl böyle bir istekte bulunabilir.Dünya üzerine Pele, Maradona, Messi geldi.Onlar bile böyle bir şey istemediler; isteyemezlerde zaten.Akıl sağlığı yerinde olan hiçbir futbolcu hocasıyla arasındaki ilişkiyi sözleşme uzatma görüşmelerinde menajere yansıtmaz yansıtamaz.Böyle yapanların nerelere geldiklerine bakmak gerek .Kimse Kayserispor'dan büyük değildir.Gereken oldu ve Hurma edepsizliği cezasız bırakmadı.
Yani Furkan bilerek, isteyerek, kasden sözleşme uzatılmaması için elinden geleni yaptı.Daha önce böyle davranan futbolcuların sözleşmelerinin feshedildiğine defalarca bizzat, direkt şahit oldu.Ki zaten böyle bir olay olmamış olsaydı Hurma başka hiçbir sebepten göndermezdi Furkan'ı.
Bu olayda Hurma asla suçlanamaz çünkü yapması gereken en iyi şeyi yaptı.
Durum apaçık ortada Galatasray denilen "şirket" pusuya yatıp oyuncularımızı çalıyor.Galatasaray basınınında yok efendim son dakika transferiymişde, son birkaç saatte anlaşmışlarda, hemen öğrenip araya girmişlerde bla bla bla.Benim yalana karnım tok.4 yıllık transfer üç saatte mi anlaşılıyor külahıma anlatın.Furkan başarıyla sözleşmesini feshettirdi ve daha öncesinde yani Kayserispor'un sözleşmeli futbolcusuyken hazırladığı sözleşmeye imzayı attı.
Yönetim uyuyor futbolcularımıza sahip çıkmıyor.Aynı olayı defalarca yaşadık.Fifa'ya verme işi lafta kalıyor yoksa şimdiye kadar bunları yüzüne şamar çoktan patlardı.Lütfen bütün Fifa'lık belgeler açıklansında yöneticilerimiz takımımıza ne kadar sahip çıkıyor görelim.Ne gerekiyorsa yapılsın.Gerekirse dedektiflerle anlaşılsın.Eğer ceza alırsak bir gram üzülmem.En azından kendimizi koruyor oluruz.
Ya devlet masaya yumruğunu vuracak yada bu leş kargaları familyası burayı leş bellemeye devam edecek.
5 Eylül 2012 Çarşamba
4 Eylül 2012 Salı
Bu Milli Gurur Bizim
Abdullah Avcı'nın son dakika telefonu ile Eren Güngör'de A milli takım kadrosuna girince gurur tablomuz tamamlanmış oldu.Kayserisporumuz'un milli takımlardaki 12 futbolcusu :
A Milli Takım
Eren GÜNGÖR
A2 Milli Takım
A2 Milli Takım
Mahmut Ertuğrul TAŞKIRAN
Sefa YILMAZ
Salih DURSUN
Ümit Milli Takım
Ümit Milli Takım
Nurettin KAYAOĞLU
Deniz Doğan MEHMET
Kamil Ahmet ÇÖREKÇİ
Engin BEKDEMİR
U-20 Milli Takım
U-20 Milli Takım
Okay YOKUŞLU
Gürcistan Milli Takımı
Gürcistan Milli Takımı
Zurab KHIZANISHVILI
Paraguay Milli Takımı
Paraguay Milli Takımı
Cristian Miguel Riveros NUNEZ
İzlanda Milli Takımı
İzlanda Milli Takımı
Gretar Rafn STEINSSON
Allah devamını getirsin......
STSL #3 Kayserispor 1-1 Akhisar B.G.S.K.
Açıkçası maçtan sonra kendi kendime düşündüğümde önceki bazı düşüncelerimde toyca düşündüğümün farkınada varmadım değil.
Doğrusunu söylemek gerekirse maç öncesinde beklediğim reaksiyonu göstermişti takım.Futbolcularda belli belirsizde olsa bir istek bir çaba vardı.Oyuncular tam olarak gününde değildi ama bu kadronun ortaya koyabileceği asgari oyunu oynadılar hakkını vermek lazım.
Cleyton beni şaşırtacak derecede iyiydi.Takım olarakda zayıf rakibimize karşı iyi oynadık.Ama bir problemimiz vardı"bitiricilik".Bobo (ki kendisi özellikle böyle durumlar için transfer edilmiştir.) kendisinden bekleneni tam olarak veremedi.Yinede yanlış ofsayt kurbanı olmasa bir gol atmış olacaktı.
maçı fazla anlatmaya gerek yok birkaç istatisliğe bakmak durumu anlamak için gayet yeterli
kayserispor Akhisar BGSK
19 gol pozisyonu 8
9 isabetli şut 2
11 korner 1
2 kurtarış 9
Maçın ne durumda geçtiği az çok gözünüzde canlanmıştır.Yanlış ofsayta giden bir gol sayısız yüzde yüzlük pozisyon ve penaltı çalınması zor bir pozisyonla giden 2 puan.
Penaltı pozisyonu içinde söylenecek bir şey yok.Artık hakem hatası demek bile istemiyorum.bir yerden sonra kasıtlı olduğunu düşünmeye başlamak hiç zor değil.Ama alıştım sahada 11 değilde 14 rakip oyuncu görmeye.
Şota çıktı "Girip golü ben mi atayım" dedi.Belkide ilk defa bu kadar hak verdim bu adama.durum açık.Takım uyumu problemi var.Her zaman yaptığmız şeyi yapacağız.
Biraz daha sabredeceğiz. Çünkü başka şansımız yok!
31 Ağustos 2012 Cuma
Yinede Tebrikler Bursaspor
Hollanda devi Twente'yi evinizde yendiniz.Turu geçemesenizde mücadelenizle göğsümüzü kabarttınız.Tebrikler Bursaspor, Tebrikler Ertuğrul Sağlam.
30 Ağustos 2012 Perşembe
Ümit Millilere 4 Kayserili
Ümit Milli Takımımızın, 5 Eylül 2012'de İtalya ile ve 8 Eylül'de İstanbul'da, Hollanda ile yapacağı hazırlık maçlarının aday kadrosu açıklandı.Listede 4 Kayserispor'lu var:
Nurettin Kayaoğlu 20 (Sol Bek)
Deniz Doğan Mehmet 19 (Kaleci)
Kamil Ahmet Çörekçi 20 (Sağ Bek)
Engin Bekdemir 20 (Ofansif Orta Saha)
Kadroda Süper Lig'den 12, Ptt 1.Lig'den 11,2. Ligden 1 oyuncu bulunuyor.Ümit Millilerde Kayserispor egemenliği sürüyor.
2013 UEFA U21 Avrupa Şampiyonası Eleme Turu 7. Grup'taki puan durumu
Maç Puan
1.İTALYA 6 16
2.TÜRKİYE 8 15
3.İRLANDA CUMHURİYETİ 6 10
4.MACARİSTAN 6 6
5.LİECHTENSTEİN 6 0
29 Ağustos 2012 Çarşamba
İşte Deve İşte Hendek Ya Güdersin Ya ......
Şota bu takımın başında toplam 74 resmi maça çıkmış.29 galibiyet 14 beraberlik 31 de mağlubiyet alınmış.Fazla söze gerek yok aslında durum ortada.Şota hiçbir döneminde Kayserispor'un kadro kalitesi ile orantılı ligde olması gereken yeri hiç yakalayamadı
Bu adamın bu kulüpteki 3. senesi.Bu kötü sonuçların sebebi eğer kadro durumu ve futbolcularsa suç yine Şota'nın demektir.Çünkü şimdiye kadar toplam 5 transfer dönemi geçirmiş. 47 topçu gelmiş 48 topçu gitmiş .2.5 senenin transfer döneminde senede ortalama 19 futbolcu gelmiş ve bir o kadarı da gitmiş.Yani kadro istikrarı "0".Bu kadar riskli bir takım yenilemesini (ya da yenilemesi değil akarsu gibi devam etmesi ) sizce ne kadar doğru.Bu düpedüz bir teknik direktör yetersizliğidir.
Eğer bu değilde taktiksel bir hata varsa yine doğal olarak Şota sorumludur.Eğer topçular adam gibi oynamıyorsa onları motive etmekde Şota'nın görevidir.
Eğer şapkadan tavşan çıkması gerekiyorsa bu iş yine Şota ya aittir.Eğer bunca sorumluluğa rağmen takım hala kötü sonuçlar alıyorsa sorumluluk yüzde yüz Şota'ya aittir.Hesabını Şota vermelidir.
Eğer bu takımın menajeri senin istediğin topçuları almıyorsa ve sende buna rağmen ceketini alıp gitmiyorsan yine sen suçlusun Şota.Ama sen istediklerinin alınmasına rağmen, tarihin en kıymetli kadrosunun kurulmasına rağmen,Antalyaspor gibi basit bir takım karşısında oyunu yönlendiremiyorsan suçlu yine sensin Şota.
Şu 2 senedir o adamı yeterince tanıma fırsatımız oldu.Bizde de kendimizce bir fikir oluştu.Bu Şota daha olmamış.Bence henüz bir takımı doğru dürüst yönetecek kapasiteye ve en önemlisi tecrübeye sahip değil.Van Gaal'in yardımcılığını yaptığını biliyoruz ama anlaşılan yetmemiş.
Küçük bir örnek vermek istiyorum.Şota'nın ilk senesinde yardımcısı Hollanda'dan gelen Gerradus Van Der Lem'di.Skorunun kötü olduğu zamanlarda yaptığı cesur ve kritik değişikliklerle çok zaman son dakikalarda puanlarımızı kurtardı.O sezon üst üste 5 mağlubiyet almamıza rağmen, 7 haftada 2 puan toplamammıza rağmen 33.hafta'ya kadar matematiksel olarak Avrupa potasında olma ihtimalimiz vardı.O zamanlar çok parlayan Antep'i de 33. haftada yensek Avrupa potasına kalabilirdik o sene.
Fakat geçen sene izlediğimiz Jan Nadenburg'un takımı Van Der Lem'in takımından çok farklı bir karakterdeydi.yanlışlarının üzerinde ayak direten, pısırık, oyun hakimi olmayan bir takım vardı .Elbette bu Şota'nın performansına kötü yansıdı.İlk seneki umut vadeden Şota'dan eser yoktu artık.
Şota çok iyi bir teknik direktör değil ama çok çok iyi bir insan.Çok mülayim,tatlı yumuşak huylu,şeker gibi bir insan. Ama bana sorarsanız fazla iyi.Yani çakal huylu topçular tarafından fazlasıyla suistimal edilmeye açık.Takım üzerinde ciddi bir ağırlığı yok.Bu takımın en çok yanlış orta açan kanat oyuncusu Sefa iken ve teknik direktörünün Sefa'nın kulağından tutup orta açmayı öğretmesi gerekirken, Sefa değilde Şota antremandan sonra frikik orta çalışıyormuş.Orta sahada oynayan ve futbol zekasını geliştirmesine ihtiyacı olan Okay şota gibi bir maden den faydalanacağına antremandan sonra hemen kaçıyormuş(kaynak horanta.net "Şota ile söyleşi" yazısını okumanızı tavsiye ederim.).
Şota 3 yıldır burayı Hollanda sanıyor.Bu kalitesiz futbol ülkesinde iyi futbol oynayanın kazancağını sanıyor.O yüzden 5 para etmez eğitimsiz teknik direktörler Şota'nın sistemini yenmeyi başarabiliyor .Ekolünden vazgeçsin demiyorum ama biraz daha kurnaz davranabilse çok iyi işler çıkartabilir hemde bu kadar da tartışılmaz
Ah birde şu yönetimsel ve teknik istikrarı kadroya da bulaştırabilsekte hersene sahaya yeni bir takım sürmesek başarı daha kolay gelir.İBB, GS, TS gibi takımlar sadece kadro istikrarıyla kendi seviyelerinde bu kadar iyi olabiliyorsa bizde bu nimetlerden faydalanabilmeliyiz.Bu işte de sorumluluk Şota'nındır.
Ayrıca Şota henüz teknik direktör olacak olgunluğa ulaşmamış.Gönderilsin demiyorum ama üzerine eski hocalarından biri getirilse yardımcı olmayıda reddetmez herhalde .Yönetim paraya kıysada Advocaat veya Van Gaal Şota'yı reddetmezler herhalde.Takımın başına tecrübeli kurt teknik adamlardan biri gelse gelse çok mükemmel olur.
Bu takımın başında asla türk teknik direktör görmek istemem(Ertuğrul Sağlam hariç).Bakın Orduspor başkanı Nedim Türkmen'de benimle aynı düşüncede.Gitti Hector Cuper'i getirdi ve asansör takım olması beklenen bir takımı sistematik oyun oynayan, kendi çapında kaliteli oyunculara sahip, gayet iyi bir süper lig takımına dönüştürdü.
Şota çok iyi bir teknik direktör olacak buna inancım tam.Ama lütfen biraz daha çabuk.
Şota'yı bir insan olarak gerçekten çok seviyorum; ama takımımı daha çok seviyorum.Şota ya bu deveyi güdersin ya da ...........
STSL #2 Antalyaspor Maç Yazısı
Dün Antalyaspor'a deplasmanda 3-0 yenildik.Bu yazıyı yazmak için hırsımın sinirimin geçmesini bekledim.
Açıkçası maç sırasında ne olduğu kimin nasıl oynadığının falan hiç önemi yok.Önemi olan şey sonuç daha doğrusu son 2 sene ile birlikte bu 2 haftanın sonuçları.Yani Şota'nın karnesi.
Şota hiçbir zaman isteneni vermedi.Kendisine verilen hiçbir krediyi doğru kulllanamadı.10-11 sezonunda 5 kez üst üste mağlup olduk hiçbir şey diyen olmadı.Aynı sezon 7maçta 2 puan topladık herif çıkıp utanmadan Lig tv spikerine "Adamlar mutlu dedi".O adamlar artık mutlu değil Şota.
Bu olanların müsebbibi ne Şota'ya ne de topçulara koca şehrin adam gibi taraftar baskısı yapamamsıdır.Adamlar sen İBB'de çalışıyor havası verirsen hiç itiraz etmeye hakkın yok.
Ama bu da kulüpte herkesin kendisini salması anlamına gelmez.Doğru dürüst takım planlaması yapmıyorsa adam gibi taktik teknik donanımla takımı yönetmiyorsan çıkıp aslanlar gibi top oynamıyorsan bu adam ve adamlar aldığı parayı haketmiyorlar demektir.Parasını haketmeyenide o paradan kesmek lazımdır!
23 Ağustos 2012 Perşembe
Kimseyi Tanımadım Ben Senden Daha Özel
Cangele belkide taraftarlık hayatımızda en çok iz bırakan futbolcu.İhtiyarladığımız zaman torunlarımıza anlatacağımız birkaç futbolcudan biri.Sadece sahada değil her yerde bizim için çok özel birisi haline gelmeyi başarmıştır Cangele.Bizim için her zaman sembol bir isim o; kendi memleketimizin evladı Bizi Galatasaray'a para için satarken sahaya çıkıp herşeyini ortaya koyan o.Franco şimdiye kadar 95 resmi maçta Kayserispor'umuzun kutsal formasını taşıdı.Yani dalyaya son 5.Allah Kaza bela vermezse önümüzeki ay 100. maçına çıkacak.
Gelin bu özel adamın özel maçında taraftar olarak üzerimize düşeni yapalım ve bu özel adama çok özel gününde unutamayacağı bir gün yaşatalım.Plaketse plaket, organizasyonsa organizasyon, partiyse parti ne gerekiyorsa bu özel adam için hepimiz elimizi çekinmeden taşın altına koyalım.Bu maçın Kadir Has'da ki bir maça denk gelmesi için gerekiyorsa Şota ile Hurma ile Mamur ile konuşalım.Bu işi kendi evimizde yapalım.Hem bizim Hem Cangele'nin ,Hemde tüm Kayserispor camizsının unutamayacağı bir gün yaşayalım.
(Cangele'nin maç sayısını TFF'nin resmi sitesinden hesapladım yanlışım varsa düzeltelim lütfen.)
22 Ağustos 2012 Çarşamba
Nihayet!
Sonunda defansa beklediğimiz takviye geldi.Bu sabah Bolton Wanderers'ın İzlandalı milli oyuncusu Gretar Steinsson'la 2 yıllık sözleşme imzalandı.Mevki durumu ise Steinsson kariyeri boyunca sağbek oynadı fakat ihtiyaç olduğu taktirde defansın göbeğinde de oynayabiliyor.Altyapı eğitimini İzlanda'da İA Akranes'de almıştır.Ardından 2005'de Young Boys'a; 2006'da Az Alkmaar'a; 20082de Bolton'a transfer olmuştur.Bolton'da 4 yılda 126 maç oynamış 5 tane gol atmıştır.
Ama bir sorunumuz var.Şota Steinson2u sağbek olarak mı aldı, yoksa stoper mi oynatacak.Eğer stoper oynacaksa iyi, Zurap'ın yerine oynar ve bize ilerde 5 yabancıyı kullanma lüksü doğar, sağbekte de Kamil Ahmet oynar.
Ama birde asıl mevkisi olan sağbekte oynarsa o zaman işle karışır.Eğer Şota Seinsson-Eren-Zurap-Malik (Mevcut kadroya göre çıkabilecek en iyi defans dörtlüsüdür bu) ile oynamaya kalkarsa ileride sadece 4 yabancı kullanabiliriz.Buda Biseswar, Bobo, Cangale, Kujoviç, Mouche, Cleyton, Riveros gibi hepsi bir birinden değerli, hepsi süper lig standartlarının üzerinde 7 oyuncudan sadece 4'ünün aynı anda sahada bulunmasına olanak sağlar.Böyle bir durumda yabancı sınırının ligde en çok zarar verdiği takım oluruz.Çünkü hiçbir takımın elinde bu kadar çok standart üstü yeteneğe sahip yabancı birden yok.
Ama bu buhranı çözebileceğimiz bir formül var: Zurap'ı feda edip yerini performansı artma eğiliminde olan Berkay'ı oynatırsak ilerde 5 yabancı kullanırız ve çok daha rahat ederiz.
Açıkçası asıl mevkisi stoper olan bir transfer bekliyordum.Bu tarz bir transferle Şota'nın neyi amaçladığını tam anlayamadım.Benim beklediğim zurap'ın yerine bir yabancı stoperdi,sağbekte Kamil Ahmet'e veya Eren'e emanet edilebilirdi.Basın sözcüsü Ortaköylüoğlu ihtiyacımız olursa transfer yapabiliriz dedi.Ozaman kadroya kaliteli yerli bir stoper alınırsa çok rahatlarız
Eğer beklediğimiz gibi çıkarsa İstanbulluların ağzının suyunu akıtacak çok kaliteli bir hücumcu bek aldık demektir.
21 Ağustos 2012 Salı
Süper Lig #1 Bursaspor Maç Yazısı
Maç başından sonuna kadar üstün oynamasına rağmen Kayserispor kendi sahasında rakibine pozisyon vermeden mağlup oldu. Çok sayıda pozisyona girmeyişimiz sakın gözlerinizi boyamasın, maçta iyi taraf bizdik. Özellikle kilit oyuncularımız Cleyton ve Bobo’nun fizik problemleri ve Mouche’nin uyum problemleri son pası verme konusunda sıkıntı yarattı. Bu yüzden iyi ataklar yapmamıza rağmen bunları çok sayıda net pozisyonlara çeviremedik. Ama oyuna hakim olan taraf bizdik.
Analizime defans kurgusundan başlayayım. Geçen sezon kanayan yaramız olan defans bu maç itibariyle eksik olmasına rağmen diri göründü. Shota Arveladze rakibin resmi maçlarını izleyebilme avantajını iyi kullanmış ve ondan alışık olduğumuz şekilde takimi maç öncesinde taktiksel açıdan iyi hazırlamış. Zurab Pinto’ya, Okay ve Riveros ise değişimli olarak Batalla’ya yakin oynayarak rakibin en tehlikeli hattını saf dışı bırakmayı basardılar. Kanatta Ömer ve Mouche özellikle ilk baslarda rakiplerini iyi kovalayarak bek oyuncularını rahatlattı ve kanat organizasyonlarına yer vermedik.
Orta saha ve defans hatlarımız top rakipteyken birbirine iyice yaklaşıyor ve araya pas oynama şansını zorlaştırıyor. Bunun üzerine top kayıplarına çok kişiyle basarak karşılık verdik. Riveros basta olmak üzere oyuncular rakibi zorlayınca rakibe bizim yari sahamızda hiç topla oynama şansı vermedik. İlk 20 dakikada Bursa spor uzun toptan başka hiç bir organize yapamadı. Çok adamla baskı yapmamız sonucu 3. Bölgede acele ederek pas yapan Bursa çok sayıda hata yaptı ve tehlike yaşamadık.
Bir başka sıkıntımız olan duran toplarda ayni şekilde alan savunmasına devam ediyoruz. Bu maç bu konuda iyi bir görüntü sergiledik. Biraz da oyuncuların ortalama boyu daha uzun olmasıyla duran toplarda iyi savunduk kalemizi. Ancak bu konudaki genel durum bir maçta anlaşılmaz tabii ki. Tersi pozisyonlarda biz duran top kullanırken kalemizde tehlikeler yaşıyorduk. O konuda yine bu maç daha iyi bir görüntü çizdik. Bir yandan duran topların daha kaliteli ve tehlikeli kullanılmasıyla, diğer yandan ise dönen toplarda daha ısırgan ve daha sert olmamızla birlikte bu konuda gelişme gösterdik. Ama yine buda bir maçta kendini belli edecek bir şey değil.
Isırgan, ileri doğru pres yapan, rakibi zorlayan oyun anlayışımız ile ilk 20 dakika sonunda topla oynama yüzdeleri 65-35 oldu, rakibe hiç bir şekilde top göstermedik. Oyun kurma açısından bakıldığında geçen seneden tanidigmiz bir problem maalesef devam ediyor. Selim Teber gibi yüzü kalemize dönük pas alıp ilk rakibi çalımlayan ve topu ileri doğru oynayan adam maalesef yok. Okay çok pas hatası yapıyor, Cleyton’un pasları da çok iyi değil ama zaten iyi olmayan kondisyonuna bir de geriden top alma eklenince ilk yarıyı zor çıkarır. Bu isi aslında görevi olmayan Riveros yapıyor, ve takımda en iyi de o yapıyor. Riveros topu kapıp yanındaki oyunu kuracak adama teslim edip kendini dinlendirirse, maç içinde onu daha da fazla ilerde görebiliriz.
Okay ve Cleyton adam eksiltemediği ve hareketli olmadığı için biz oyun kurarken orta sahamız sürekli markaj altında kaldı. Bu durumlarda oynadığımız Hollanda sisteminde ayakları en iyi olan stoper orta sahaya yaklaşır ve kısa sureli bir 3-4-3 olur. Bu ekstra adamı karşılamak için rakip hamle yapınca otomatikman markaj altında kalan orta saha oyuncularından biri bos alan bulur. Zurab bu görevi bu maç çok iyi yaptı. Özellikle bazı gruplar tarafından günah keçisi olarak ilan edilse de Zurab iyi bir futbolcu. Bu maç hem oyun kurma hem de top kesme anlaminda iyi bir maç çikardi.
Maçın genelinde orta sahada iyi baskı kurarak kaptığımız toplarda kanatları iyi kullandık, ofansif girişimlerimizde çeşitleme çoktu, bazen ortadan, bazen uzun, bazen kanatlardan. Ama son vuruştan çok son pası iyi veremeyince skoru çeviremedik. Oyuncuların uyumsuzluğu bu konuda bas faktör olarak göründü. Pas tercihleri genel olarak doğruydu ama zamanlama veya anlaşmada sıkıntı yasandı.
İlk yarıda çok kosan, özellikle çok fazla depar atan Ömer ikinci yarinin basında oyundan düşünce Shota ilk hamlesini yaptı. Daha sonra iyice risk alarak 3-3-4 gibi bir dizilişe dönse de Bursa’nın sağlam defansını geçemedik. Bursa’da iki stoper ama özellikle Serdar Aziz çok çok iyi oynadı. Duran toplar ve kenar ortalarımız etkiliydi ama her defansında tehlikeyi önlemeyi basardılar.
En nihayetinde takimin tamamı geçen sezon da kadroda bulunan oyunculardan kurulu, forum grafiği bizden daha iyi, bizden daha hazır ve bizden birbirine daha alışık bir takıma karsı 8 yeni oyuncu ile üstün bir oyun oynadık. Orta sahada aslında kaptığımız bir top karambola tekrar oyuncunun ayağına gelince, daha sonar yapılan orta yine karambola pas olunca, Pinto çok klas bir vuruş ile 3 puanı kaptı. Bizim adımıza sahadaki en iyi isim kaptan Riveros oldu. İkinci isim yazmak gerekirse Zurab. Bursaspor’da ise gol için ayrı bir parantez açmak gerekirse de en iyi oyuncu Serdar Aziz oldu.
Maalesef daha şimdiden hakeme bir parantez açmak zorundayım. Barış Simsek iki tane çok net penaltımızı yedive her iki pozisyonda da dikkatli olanların burnuna pis kokular gelmiştir. Serdar Aziz’in eliyle kestiği topta hakem 16 üzerinde ve pozisyonun tam karsısında duruyor. Yani Tüm statta pozisyonu en iyi görecek kişi hakem.
Olanları net görüyor ve devam kararı veriyor. Maçın 58. Dakikasında ikili mücadele sırasında Bursasporlu oyuncu topu şişirince, tam yani basında duran Ömer Bayram’ın doğal halde olan koluna çarpıyor. Yani yarim metre mesafede vurulan sert topun eline çarpmasına hakem faul veriyor. Ama ayni hakem değil yarim metre 30 metreden vurulan köse atışındaki topun açık olan ele gelmesini başka değerlendiriyor.
Diğer pozisyondaysa hakem düdük çalıyor, daha sonra taç işaret ediyor. Siz hiç taç atisi için düdük çalındığını duydunuz mu? Yan hakem ise orta hakem karar verene kadar bayrağını aşağıda tutuyor, orta hakem taç verdikten sonra o da bayrağını kaldırıyor. Belli ki oda sasırmış düdük sesine.
Son söz tabii ki Reis hakkında. Umarım Franco Dario Cangele bir daha sakatlık yüzü görmeden ona çok yakışan 10 numarayı bu sene giyer. Çünkü daha ilk maçta anladık ki ona ihtiyacımız var.
Analizime defans kurgusundan başlayayım. Geçen sezon kanayan yaramız olan defans bu maç itibariyle eksik olmasına rağmen diri göründü. Shota Arveladze rakibin resmi maçlarını izleyebilme avantajını iyi kullanmış ve ondan alışık olduğumuz şekilde takimi maç öncesinde taktiksel açıdan iyi hazırlamış. Zurab Pinto’ya, Okay ve Riveros ise değişimli olarak Batalla’ya yakin oynayarak rakibin en tehlikeli hattını saf dışı bırakmayı basardılar. Kanatta Ömer ve Mouche özellikle ilk baslarda rakiplerini iyi kovalayarak bek oyuncularını rahatlattı ve kanat organizasyonlarına yer vermedik.
Orta saha ve defans hatlarımız top rakipteyken birbirine iyice yaklaşıyor ve araya pas oynama şansını zorlaştırıyor. Bunun üzerine top kayıplarına çok kişiyle basarak karşılık verdik. Riveros basta olmak üzere oyuncular rakibi zorlayınca rakibe bizim yari sahamızda hiç topla oynama şansı vermedik. İlk 20 dakikada Bursa spor uzun toptan başka hiç bir organize yapamadı. Çok adamla baskı yapmamız sonucu 3. Bölgede acele ederek pas yapan Bursa çok sayıda hata yaptı ve tehlike yaşamadık.
Bir başka sıkıntımız olan duran toplarda ayni şekilde alan savunmasına devam ediyoruz. Bu maç bu konuda iyi bir görüntü sergiledik. Biraz da oyuncuların ortalama boyu daha uzun olmasıyla duran toplarda iyi savunduk kalemizi. Ancak bu konudaki genel durum bir maçta anlaşılmaz tabii ki. Tersi pozisyonlarda biz duran top kullanırken kalemizde tehlikeler yaşıyorduk. O konuda yine bu maç daha iyi bir görüntü çizdik. Bir yandan duran topların daha kaliteli ve tehlikeli kullanılmasıyla, diğer yandan ise dönen toplarda daha ısırgan ve daha sert olmamızla birlikte bu konuda gelişme gösterdik. Ama yine buda bir maçta kendini belli edecek bir şey değil.
Isırgan, ileri doğru pres yapan, rakibi zorlayan oyun anlayışımız ile ilk 20 dakika sonunda topla oynama yüzdeleri 65-35 oldu, rakibe hiç bir şekilde top göstermedik. Oyun kurma açısından bakıldığında geçen seneden tanidigmiz bir problem maalesef devam ediyor. Selim Teber gibi yüzü kalemize dönük pas alıp ilk rakibi çalımlayan ve topu ileri doğru oynayan adam maalesef yok. Okay çok pas hatası yapıyor, Cleyton’un pasları da çok iyi değil ama zaten iyi olmayan kondisyonuna bir de geriden top alma eklenince ilk yarıyı zor çıkarır. Bu isi aslında görevi olmayan Riveros yapıyor, ve takımda en iyi de o yapıyor. Riveros topu kapıp yanındaki oyunu kuracak adama teslim edip kendini dinlendirirse, maç içinde onu daha da fazla ilerde görebiliriz.
Okay ve Cleyton adam eksiltemediği ve hareketli olmadığı için biz oyun kurarken orta sahamız sürekli markaj altında kaldı. Bu durumlarda oynadığımız Hollanda sisteminde ayakları en iyi olan stoper orta sahaya yaklaşır ve kısa sureli bir 3-4-3 olur. Bu ekstra adamı karşılamak için rakip hamle yapınca otomatikman markaj altında kalan orta saha oyuncularından biri bos alan bulur. Zurab bu görevi bu maç çok iyi yaptı. Özellikle bazı gruplar tarafından günah keçisi olarak ilan edilse de Zurab iyi bir futbolcu. Bu maç hem oyun kurma hem de top kesme anlaminda iyi bir maç çikardi.
Maçın genelinde orta sahada iyi baskı kurarak kaptığımız toplarda kanatları iyi kullandık, ofansif girişimlerimizde çeşitleme çoktu, bazen ortadan, bazen uzun, bazen kanatlardan. Ama son vuruştan çok son pası iyi veremeyince skoru çeviremedik. Oyuncuların uyumsuzluğu bu konuda bas faktör olarak göründü. Pas tercihleri genel olarak doğruydu ama zamanlama veya anlaşmada sıkıntı yasandı.
İlk yarıda çok kosan, özellikle çok fazla depar atan Ömer ikinci yarinin basında oyundan düşünce Shota ilk hamlesini yaptı. Daha sonra iyice risk alarak 3-3-4 gibi bir dizilişe dönse de Bursa’nın sağlam defansını geçemedik. Bursa’da iki stoper ama özellikle Serdar Aziz çok çok iyi oynadı. Duran toplar ve kenar ortalarımız etkiliydi ama her defansında tehlikeyi önlemeyi basardılar.
En nihayetinde takimin tamamı geçen sezon da kadroda bulunan oyunculardan kurulu, forum grafiği bizden daha iyi, bizden daha hazır ve bizden birbirine daha alışık bir takıma karsı 8 yeni oyuncu ile üstün bir oyun oynadık. Orta sahada aslında kaptığımız bir top karambola tekrar oyuncunun ayağına gelince, daha sonar yapılan orta yine karambola pas olunca, Pinto çok klas bir vuruş ile 3 puanı kaptı. Bizim adımıza sahadaki en iyi isim kaptan Riveros oldu. İkinci isim yazmak gerekirse Zurab. Bursaspor’da ise gol için ayrı bir parantez açmak gerekirse de en iyi oyuncu Serdar Aziz oldu.
Maalesef daha şimdiden hakeme bir parantez açmak zorundayım. Barış Simsek iki tane çok net penaltımızı yedive her iki pozisyonda da dikkatli olanların burnuna pis kokular gelmiştir. Serdar Aziz’in eliyle kestiği topta hakem 16 üzerinde ve pozisyonun tam karsısında duruyor. Yani Tüm statta pozisyonu en iyi görecek kişi hakem.
Olanları net görüyor ve devam kararı veriyor. Maçın 58. Dakikasında ikili mücadele sırasında Bursasporlu oyuncu topu şişirince, tam yani basında duran Ömer Bayram’ın doğal halde olan koluna çarpıyor. Yani yarim metre mesafede vurulan sert topun eline çarpmasına hakem faul veriyor. Ama ayni hakem değil yarim metre 30 metreden vurulan köse atışındaki topun açık olan ele gelmesini başka değerlendiriyor.
Diğer pozisyondaysa hakem düdük çalıyor, daha sonra taç işaret ediyor. Siz hiç taç atisi için düdük çalındığını duydunuz mu? Yan hakem ise orta hakem karar verene kadar bayrağını aşağıda tutuyor, orta hakem taç verdikten sonra o da bayrağını kaldırıyor. Belli ki oda sasırmış düdük sesine.
Son söz tabii ki Reis hakkında. Umarım Franco Dario Cangele bir daha sakatlık yüzü görmeden ona çok yakışan 10 numarayı bu sene giyer. Çünkü daha ilk maçta anladık ki ona ihtiyacımız var.
( Bu yazıyı blogumuzda yayınlamamıza izin veren Mehmet Ergün abimize çok teşekkür ediyoruz
19 Ağustos 2012 Pazar
Troisi Juventus'da
Kayıp Troisi ortaya çıktı ve daha önce iddia edildiği gibi Juventus'la anlaştı.Hemde bedavaya gitmedi 500 euro kazandırdı.Aslına bakarsanız çok iyi oldu.Bir nebzede olsa yurtdışında tanınırlığımız arttı.Özellikle bir futbolcuyu İstanbul'a vermektense dışarıya vermek çok daha iyidir.Değerini bulan futbolculardan para kazanılsın ama dışarıdan millet 3 veriyorsa İstanbullu'ların 5'ine razı olmayalım dışarıya verelim istiyorum.
TFF'nin Çarpık Anlayışı
Bu memlekette TFF'nin yaptığı her iş tartışmaya açıktır ve her zaman eleştirilir.Taraflı tarafsız herkes yüklenir TFF'ye haklıdırlarda.Ama bu kadar doğal haklardan biri olan bir konuda bu bu kadar bariz ve ahlaksız hareketi kimse görmez veya görmek istemez.
Hangi konudan bahsettiğimi anlamışınızdır:Bayramlarda futbolcuların maç oynamak zorunda olması.Her Noel'de, yılbaşında hristiyan futbolculara izin verilir.Gayet tabi ve doğal bir durum bir adama kutsal bayramında izin vermek.Ama aynı hassasiyet müslüman oyunculara neden gösterilmiyor.Neden onlar bayram namazında olmaları gereken, aile ziyaretinde olmaları gereken bir zamanda antremanda veya maçtalar.Kendi memleketimizde kendi öz evlatlarımıza böyle bir ayrıcalık vermeyecekse gayri müslimlere gösterilen hassasiyet gösterilmeyecekse böyle bir kuruma neden ihtiyaç duyalım.Sahi ya, kapatalım TFF'yi.Emin olun futbol çok daha güzel bir oyun haline gelir!
Süper Lig #1 Maç Önü
Yeni sezon bizim için bu gün Bursaspor maçıyla başlıyor.Yeni sezondaki beklentilerimizin umutlarımızın seviyesinin belirlenmesi adına gayet iyi bir ölçü oluşturabilecek bir maç.Çünkü ben şu anda bizimle Bursaspor arasında ciddi bir kalite-güç farkı göremiyorum.Fakat Bursaspor şu anki kadrolarını geçen sezondan kurmaları sebebiyle bizden daha hazır.Eğer bursaspor iyi futbol oynarsa galibiyete yakın taraf ama bizde öyle çantada keklik değiliz.
Eğer Şota tandemde Berkay Zurap oynatırsa durumumuz kötü çünkü Batalla Pinto ikilisi bize bayağ zorluk çıkartır.Eren, Kamil Ahmet ve Biseswar'ın oynayamayacağını biliyoruz.Salih de cezalı.Şota'nın çıkartacağı en iyi defans dörtlüsü Nurettin-Zurap-Erdal-Malik.(içinizden en iyi defans dörtlüsüde bu mu diye söylendiğinizi duyar gibiyim fakat eldeki malzeme bu ne yapalım ).Tandeme Erdal'ı yazdım çünkü bek bozması stoper olduğundan berkaydan daha hızlıdır diye tahmin ediyorum; ama benim bildiğim Şota bu maçta Berkay'ı oynatır katliam yapar.Aslında Salih cezalı olmasydı iyiydi ,oynardı stoperde.
Biseswar yerinede kanatta Ömer veya Sefa oynayacaktır.Mouchenin forması garanti.
En çok merak ettiğim konulardan biri ise Riveros'un yanıda kimi oynatacak Şota.Yine Abdullah'ı mı oynatacak yoksa bizi sevindirip Umut'u mu oynatacak.Beşiktaş maçındaki kondisyon eksikliğinden ve bu maçın ağır bir maç olmasından dolayı Okay'a şans vereceğini sanmıyorum.
Önde 10 numarada Cleyton santroforda Bobo ile başlayacaktır.
Beşiktaş maçında takımın 30. dakikadan sonra oyundan düşmesini bence biz doğru yorumlayamadık. Takım kamptan yeni dönmüştü ve bayağ yorgundu.Onun için bu gün daha iyi bir Kayserispor izleyeceğimizi düşünüyorum.
muhtemel kadromuz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)